Ortaya Karışık

Zamandan Öğütler

Zaman der ki: 'Kiraz ağaçlarına bak,
Nasıl da çiçeğe durmuşlar.
Kasveti geçmiş fırtınalı gecelerin,
Sürgünler misafirliğe, boyna dolanan halatlar köprülere karışmışlar.
Eşsiz fikirlerin hükmü yok artık,
Gün eşlik edenlerin.
Soylar soylara, milletler milletlere, insan insana hayat!'
'Koparma çiçekleri.' ,der zaman.
'Kırıp dökme ağacı, meyve verişini seyret.
Dalları yuvan olsun tırmanabildiğin yere kadar...

Kronik Mağduriyet

Burası suratı asıklar kenti.
Ben gülerim, onlar güler,
Ben susarım, onlar susar,
Ben ağlarım onlar kaçar,
Burası suratı asıklar kenti.
Delice insanları düşünür bazısı,
Bazen de ben düşünürüm, dalarım.
Sonra yakınlar uzaklaşır, uzaklar yakınlaşır,
Dönüp durmakla geçer gece uykusu.
Burası suratı asıklar kenti.
Herkes ateş sanki, ben su.
Ya yaklaşmazlar buz olurum,
Ya boğazıma sarılırlar buhar.
Burası suratı asıklar kenti.
Kimsenin nefret etmediği,
görüp, bilip, sevmediği,
duyup, anlayıp, gülmediği, güldürmediği...

Burası suratı asıklar kenti,
Ben de sessiz çığlık,
göz dolduran ama ağlatmayan bi damla gözyaşı...

…yaşarsın

Allah der ki, kimi benden çok seversen onu senden alırım… Ve ekler : “Onsuz yaşayamam! ” deme, seni onsuz da yaşatırım. Ve mevsim geçer, gölge veren ağaçların dalları kurur, sabır taşar,  canından saydığın yar bile bir gün el olur, aklın şaşar. Dostun düşmana dönüşür, düşman kalkar dost olur, öyle garip bir dünya. Olmaz dediğin ne varsa hepsi olur… “Düşmem” dersin düşersin, “Şaşmam” dersin şaşarsın. En garibi de budur ya, “Öldüm” der durur, yine de yaşarsın…